1 Haziran 2009 Pazartesi

çok güzel şiirler

00055.jpg




bugün yine hüzün çöktü üzerime 
dalar gözlerim uzaklara
o uzaklada bir sevda yaşar gönlümde 
 ne yaptıysam unutulmadı
 bir bilsen nekadar çok isterdim
ellerini tutmayı saçlarını okşamayı
ve saatlerce gözlerine bakıp seni seviyorum demeyi
ama bazı şeyler vardır anlatması çok güç
ve söylemek istediğin kelime 
boğazına tıkanır nefes alamassın
terlersin ve boğuşur kalırsın
işte bende öyle ince sızı sarar bedenime
fark etmeden boncuk boncuk 
yaşlar dökülür gözlerimden
içime bir boşluk sarar sensiz 
saraylarda yaşamışım neye yarar
hiç gitmedi hayalin gözlerimden tuttuğum 
o patika yollarda kınalı ellerinden
gözlerine her baktığımda sımsıkı 
sevgiyle sarıldığın bedenime
ahh bir bilsen ne kadar çok isterdim
senle olmayı ve senle ölmeyi
 şimdi ben yaşadığım her günüm 
bana dargın her günüm bana kırgın
sensiz yaşadığım her saniye
bana ölün bana zindan, ...eşref...
...
-------------------------------------------------------------------------------------

gidiyorum artık dönmemek üzere tüm hayallerimi bırakarak
son umudumuda yitirdim artık ne gözlerin gözlerime
bakacak ne ellerin ellerimi tutacak ve sen bir

hayalet gibi içimde kalacaksın son nefesimi
verenekadar kimi zaman...çınlıyor sesin
kulaklarımda,
kimi zaman da yanıbaşımda
sanıyorum seni...

Gönlümde Gizli Sevdam , alnımın yazısıydın
Nazar ettiğin yüzün , dermansız sızısıydın
Yüreğin inci mercan sedefler dizisisiydin
Hayalimde suretin, düşümde
kokulu nefesin Esmer Gülüşlü Sevdam ,

eşref

http://s5.tinypic.com/23tqv0h.jpg
anladım senle yaşadığım sana karşı bunca sevgim ve aşkım bir hayalmiş meğer seni görmedim seni hisetmedim hep senle yaşadım ve hep sensizdim hiç bir çıkar yolum yok bütün yollar tıkandı bana + sana ulaşmak istedikce bir adım giriye gittim ve anladımki sen bana bir hayalsin ama yinede senden kopamadım hep bir ümit bekledim içimde seni yaşattım seni kalbime yazdım istesemde söküp atamam beraber kara toprağa gireceğiz + o kadar çok bekledimki iki dudağın arasından çıkacak o kelimeyi duymayi ama artık duyamayacağımı anladım ne senden kopa bildim ne senle olabildim çaresizlik içinde bir çıkar yol bulamadım + sen sevipde sevemediğimdensin görüpde göremediğimdensin çok istediğimde kavuşamadığımdansın seni beynime yazdım artık çıkamayacaksın
eşref



senden sadece beni sevmeni istiyorum 
neolur başkasının eli eline deymesin 
başkasının gözleri gözlerine bakmasın 



başkası saçlarını okşamasın 
başkasının kokusu üzerine sinmesin 
ölürüm dayanamam kıyarım canıma


senden sadece beni sevmeni istiyorum 

senden bu aşkı saklamanı istiyorum 
kimse duymasın kimse bilmesin 


kalbimin tam ortasından vurduğunu 

sana böyle yandığımı neolur senden 
sadece beni sevmeni istiyorum 


seninle buluşmamız ne kadar zor olsada beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı

aşkımın değerini sır gibi taşımanı nemli bakışlarınla 
resmimi okşamanı seden sadece beni sevmeni istiyorum
eşref
------------------------------------------------------
Esmer Yarim
http://i40.tinypic.com/1ze841y.jpg
Esmerim

esmer yarim bu cezamı bana beni senden mahrum ettin
bir parça sevgi idi senden istediğim onuda çok gördün bana
hasreti boynuma yukleyip beni bana mahkum ettin
+
Hüzün biçtin bıraktığın akşamlarda Aklım başımda Değil
Üşüyor SENSİZLİK soguklarda Yıkılıp düşüyorum
hayatımdan Gülen gözlerinin içine esmer yarim
sana dair henüz oluşmaya başlayan bir kıpırtı var içimde
+
Seni hayatıma katmak istiyorum Bu
Gece Bir Ben daha ÖLDÜ
içimde SEN Yaşayabilsin diye Kurşuna
dizdim Tüm yalanları Kalmadı artık
+
ne hüzünlerin ahı,
ne gecenin siyahı…
Sevmek midir karşılığı gözyaşlarının?
Ağlarken geceden geceye…

http://s5.tinypic.com/53a2j6.jpg


eşref

anne
yağmurlu akşamlarda koyup başımı yastığa
damlaların cama vuruşunu dinlerdim anne ,
sanki kapıyı tıklatıyormuşsun gibi
fırtınalı her rüzgarda sanki ninni söylüyormuşsun
gibi gelirdi anne


hergece uyurken üstümü açardım belki gelip
kapatırsın,başımı okşarsın diye
sisli sabahlara uyanırken
seni hiç tanımamış olmama rağmen
o sis 'in içinden çıkıp gelmeni beklerdim
gelmediğinde üzülüp ağlardım anne


küçüktüm anne ,küçüktüm
şimdi anlıyorum aslında sisli sabahlarda gelip
yağmurlu akşamlarda kapıyı tıklattığını
her gece üstümü örtüp başımı okşayıp
bana ninni söylediğini
şimdi mezarının başında ağlasam bile
biliyorum beni koruyan hep yanımda olan bir annem var.


( eşref duman)
________________________________________
Bitiyor zaman.
Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor.
Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler.
Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi.
Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim.
Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren.
Ömrümü ömrünün ardında sürüyen…
Aynaları kırıldı mutluluğumun.
Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum.
Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
Hala üşüyorum…
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı.
Sen oluyor nakışımın adı.
Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz…
Sonra bana dönüyorum.
Bak hala ağlıyorum…
Harf harf işlerken kelimelerimi, şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın
ucuna. Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.

Kapatıyorum gözlerimi.
Hadi git yâr, geldiğin gibi.
Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi.
Anlamadım yâr
Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım?
Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş?
Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız?
Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi,
hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili.
Sana bağlığında da gözyaşına paralel oluyor.
Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor
Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr
Bulamadım yâr.
Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım.
Zaman bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım.
Ben acıyı aşka yama yaptım.
Hafife almadım duyuları.
Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı.
Acıydı bildiğim aşkın ön adı.
Hiçbir şehre sığmadı yüreğim.
İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın.
Ve sen düştün ben kanadım.
Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım.
Büyük bir uykudan ibaret sım satırlarda yaşamayı.
Kelimeleri vurdum kumsallara.
Canımı ağrıttım ardında.
Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine.
Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine?
Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git
Hadi git
Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım.
Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda.
Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim.
Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında…
Bende Kalan Cam Kırıklarımla İdare Ederim..
Hani Hep Bahsettiğim Cam Kırıkları
Sakladım Solyanıma
Taaa En Uc Köşesine
Her Nesefte Ölüyorum
Sen Olarak Senle Biterek
Kesile Kesile
Yana Yana...

_______________________________________________
Gözlerimin önünde uçuşan yapraklara benzetiyorum zihnimdeki sözcükleri.
Başı sonu olmayan cımbızla cümlelerin arasından rastgele çekilip alınan sözcükler gibi.
Hiç düşünmediğim anlarda birden aklıma gelen sözcükler anlamsız geliyor çoğu zaman.

Bazen; tam cümlenin ortasına yerleştiriyorum onları birden anlam kazanıyor.
Öznesi ve yüklemi ile tam bir cümle oluşuyor anlamlanıyor.

Çoğu zaman aklıma aniden gelen sözcüklere benzetiyorum kendimi.
Tek başına hiç bir şey ifade etmeyen.
Öznesi ve yüklemi olmayan tek bir sözcük gibi anlamsızım.
Sihirli bir cümlede anlam kazanmak için dudaklarının arasından dökülecek öznesi ve yüklemidir beklediğim.
Belki o zaman tam bir cümlede huzur bulacağım.

Al beni cümlelerine kat. Kat ki; sende anlam bulayım öznesi sende başlayan sana ve bana anlam katan olayım.
Al beni cümlelerine kat. Kat ki; anlam bulayım zihninde uçuşan sözcük yerine aklında kalan olayım ben sende kalayım.
Al beni cümlelerine kat. Kat ki; sihirli bir cümlede dudaklarından dökülen en güzel cümlede hayat bulayım.
Sensiz kimsesiz anlamsızım.

’Sensiz’ diyorum çünkü ’sen’ diye adlandırdığım kimsin yada nesin henüz bilmiyorum.
Hayatıma anlam katmanı seni bekliyorum.
Kimsesizim kimsem yok gövdesi köklerinden ayrılmış bir ağaç gibi ölüyorum.
Öznesi yok cümlelerimin hiç bir ifadesi yok manen yanında olduğum sevdiklerim benden çok uzaklarda çok.
O yüzdendir ki; sözcüklerimin başı yok sonu yok.
Anlamsızım; hayatıma anlam katan beni ben yapan en güzel haliyle
yüzüme renk katan cümlelerimde anlam bulan anlamlarım yanımda yok.

O yüzdendir anlamsızlığım. Anlamsızım çünkü sevdiklerim çok uzaklarda çok.

Şimdi her biriniz savrulurken benden çok uzaklara gözlerim hep sizi arıyor
mutsuz akşamlarda kayan her yıldızın ışığında.

Günlerim peşpeşe kovalarken haftaları aylara saatler akıp giderken zamanın
içinde anlamsızca ayrılık kanatıyor kalbimi acımasızca.

Hasret acıtıyor canımı en fazla.
Böyle mi olmalıydı? Saçıldık her birimiz oradan oraya.
Gözlerimde yaş kalbimde acı gönlümde yas sonbaharda esen rüzgarlara
tutunduk Savrulduk her birimiz çok uzaklara bense tek başıma buraya.

Tek başıma bir sözcük gibi sihirli bir cümlede kavuşmak üzere mutlu yarınlara.


_______________________________________________

Tutamayacagım sözler vermem
adımlarımda kim ne der diye düşünmem! !
basit kişilerle polemige girmem
dünyada kimse üzülsün istemem
bazı şeyleri asla affedemem
geçmişime takılıp dert etmem
yaşanmışlıkları kolay silemem
acıyı tanıdıgım için, kimseye çektirmem
cesaretsizligi gurur la örtmem
yalan ve taktiklerle ugraşmayın, yemem! ! !
dostlarıma laf ettirmem! !
tutkularım var, vazgeçemem!
gidiyosan eğer, çok özlesem bile dön demem
artık kimseye kolay kolay güvenemem
bi daha güvenmedikçe sevemem
bazen çok severim ama söylemem! !
agır geliyosa bunlar, firar serbest, üstelemem..
__________________

Biliyormusun Düş Perisi...
Yüreğimden kan... Bedenimden can..
Gözlerimden uyku.. Akıyor......
Seveceksen sev.. Geleceksen gel..
Düş Perisi..


____________________________________________

Sessizlik...
Sensizlikkk...
Bir günüm daha geçti sensiz,
Bekliyorum boşlukta çaresiz,
Dayan diyorsun ya, nasıl ama?
Uyanmasam artık kalsam rüyalarda,
Ya gelirsen yanı başıma...
Ağlama kıyılarımda,
Yerine gözyaşlarım aktı senin uğruna,
Sakla beni sessizce ruhunda,
Kalbine bir bak, ben gizlendim oraya...
Seviyorum demek vardı sana,
Ellerinden tutup sarılmak,
Yağan yağmurlar altında,
Seninle çıkmaz sokaklarda kaybolmak...
Dokunmak istiyorum yüreğine, elimi yaksa da,
Gündüzüm yokluğunda niye böyle karanlık? Anlatsana...
Uzanmak birlikte bulutlara,
Gülmek ansızın gözlerinde çocukça,
Umursamadan hiç kimseyi bizden başka,
Koşmak beraber el ele yarınlara,
Bir sabah sahil kenarında,
Yazsak aşkımızı kumsala,
Deniz sildiği vakit her defasında,
İnatlaşıp usanmadan bir daha,
Ne kadar güzellik varsa dünyada,
En güzeli benim için aslında,
Sarılıp sana kokunla uyanmak bir sabah ayazında...
Yokluğunu düşünmek bile ne hicran,
Aklıma gelse de dayanmıyor kalbim.
Çekilmiyor bu düşünce hiç bir zaman,
Bu sözleri duymak istemiyor kalbim sevgilim.
Nefes gibi soluduğum her an,
Ruhum seninle huzurlu, seninle yaşar sevdam.

_______________________________________

İlişme Yalnızlığıma


Diyorsun ki;
İçimde sana dair henüz oluşmaya başlayan bir kıpırtı var.
Diyorsun ki;
Seni hayatıma katmak istiyorum.
Diyorsun ki;
Mutluluk varılacak yer değil yürünen yolsa gel beraber yürüyelim.

Kulağa çok hoş geliyor söylediklerin biliyor musun?
Bilinmeze açılan yolun karşı konulmaz çekiciliği, sınırsızca paylaşabilmek,
bu yolculuğun daha bir çok yolculuğu beraberinde vaat ettiği masmavi bir ufuk düşlemek.
En çok da özlemlerimin ve tüm yaşamak istediklerimin
gerçekleşme olasılığı sımsıcak bir düş gibi tepemde dolanıyor.

Boğazda bir vapur düşlüyorum sonra.
Vapurda omzumun yanıbaşında başka bir omuz. Yanımda durmasından sevinç duyduğum.
Yüzümü okşayan rüzgar. Sevebileceğim başka bir yüzle paylaşmaktan gocunmadığım.
Bedenimde dolanıp dizlerimin bağını çözdüren tatlı bir telaş düşlüyorum.
Güzellikler kuşanıyorum sözcüklerinden. Dünyayı kurtaracak güzellikler hem de.

Diyorum ki;
Yalnızlığımdan hoşnutum ben.
Diyorum ki;
Kendini ve o kıpırtını alıp gidebildiğince uzağa git benden.
Yalnızlığıma ilişme..


______________________________________________

Dişlerimi sıkarak gidiyorum.. Düşlerim etimi parçalayacak gibi.. Gidiyorum,
gitmeleri harcayarak ayaklarımın altında.. Yollara desen oluyor kanamalarım..
İçimi parçalayarak ve köpük köpük çoğaltarak kalbimden akan gözyaşlarını..

Kolay değil, zorla gidiyorum, sırf sen istedin diye, dişlerimi sıkarak gidiyorum.. Kendime öfke dolu..

Ve şimdi öl istiyorum

Ve öl istiyorum

Ve ölmeni istiyorum..

Artık durma, öl istiyorum..

Senden kurtulamıyorum..

Her an aldığın nefes beni deli ediyor, paronayak oluyorum, çıldırasım geliyor,
kendimi tutamıyorum, öfkeleniyorum, ağlamaktan önümü göremiyorum,
lütfen öl istiyorum, lütfen öl, kahrolası öl dedim sana, öl, öl, öl..

Bu dünya da varlığın, yokluğuna gebe oldukça, senden kurtulmam imkânsız!

Düş yakamdan istiyorum, attığım her adımda önüme çıkma,
dinlediğim her şarkıda kulağıma esme, baktığım her aynada benden önce sen karşılama beni,
git başımdan, git hayatımdan, git rüyalarımdan ve hayallerimden, artık git, lütfen git,
istiyorum, beni bana geri ver ve sonsuza dek git..

Eskisi gibi olmak istiyorum, yüzüme tebessüm takmak, kendime güvenmek,
gülüşümle neşelenmek.. Gezmek, dolaşmak, kuş gibi özgür olmak istiyorum,
dünyanın dibine kadar inip,
orada ne varmış diye bakmak ve daha derinlerde bir yerde cehennemi keşfetmek istiyorum..

Taş oluyorsun yollarıma, mil çekiyorsun bakışlarıma, set örüyorsun sözlerime,
engel oluyorsun tavırlarıma.. Senin bütün bünyemi etkisi altına alan,
içime yerleşmiş ve kalkmaya hiç niyeti olmayan bu yoğun sevgin,
beni benden daha fazla, öyle çok sahiplenmiş ki, her şey sana göre yaşanıyor bu vücutta..

Yok ol istiyorum; rüzgarın savurduğu birkaç kum tanesinden biride sen ol, sonra ister deniz ol,
istersen çöl.. Ne olursan ol istiyorum, ama en çok yok ol istiyorum..

Hiç doğmamış ol; yaşam nedir, ölüm nedir, salık ver gitsin ruhunu boşluğa,
hayat denen bu zırvalıkta varlığın olmasa da eksik hissetmez bu dünya..

Buhar ol uç istiyorum; bulutlara karış,oradan yağmura, oradan toprağa,
git çiçekleri besle varlığınla, sonra yine buhar ol nefes gibi karış havaya..

Seni unutmak istiyorum; sanki hiç olmamışsın gibi, dokunmamışım gibi,
alevinle yanmamış gibi, gönül bağı kurmamışız gibi, gözlerinin rengini hiç görmemiş gibi,
sıcaklığına tenim şahit olmamış gibi, beni hiç ısıtmamışsın gibi,
seni unutmak istiyorum.. Bir daha hiç hatırlamamak..


Ve kusmak istiyorum,

Ve bağırmak,

Ve ağlamak,

Ve çığlık atmak,

Ve koşarak kaçmak istiyorum senden, her şeyden, herkesten, sayende kendimden..

Üşümek istiyorum, yokluğumla öylesine mutluydum ki ben,
yalnızlığım beni mutlu ediyor sanıyordum, ağlayınca kurtuluyordum acılardan,
yürüyünce hafifliyordu yalnızlığım..


Yağmur yağarken saklanıyor ve o damlaların tenime değmemesi
için verdiğim uğraş bile beni mutlu ediyordu.. Kar yağdığında sokaklara atıyor
kendimi ve ayakkabılarım eskiyene kadar oyunlar oynuyordum, kendime tüm
kaybettiklerim için beyazdan kardan adam yapıyor ve ona sarılınca her şeyi
unutuyordum.. İçimde ki deli nefretler yerini affetmenin hafifliğine bırakıyordu..
Penceremden dışarı bakıp, her geçen arabanın far lambası ile dünyamı aydınlatıyor
ve umudumu yeşertiyordum. Sabahları dünden kalma şiş gözlerle uyanmadığım
ve ıslanmamış bir yastığa emanet ettiğim için düşlerimi huzurlu uyanıyordum..


Bilmeni istemiyorum; bütün bunları bilmeni hiç, ama hiç istemiyorum..

Gururunu ayaklarımın altına atıp çiğnemek istiyorum,

Kalbini ellerimin arasına alıp, lime lime içinde kendimi aramak istiyorum,

Beynini ikiye bölerek, araya sıkışmış tüm anılarımı senden almak istiyorum,

Ruhunu taşlamak istiyorum,

Sonra gidip Allah'a günah çıkartmak istiyorum..



Beni böl istiyorum,

Beni, parça parça kes,

Beni, delik deşik et,

Her bir parçamı bütün ömrüne bölüştür ve her gün bir parçamı daha zevkle ye istiyorum,

Beni, damarlarımdan kurtar ve onlardan dokuma bir halı yap istiyorum,
sonra üzerine çık ve canım çıkana dek çiğne istiyorum..

Beni, tırnaksız bırak istiyorum,

Beni, bileklerimden kes ve bedenimden bütün kanım boşalana dek tavana tersimden as istiyorum..


Evet, şimdi ölmek istiyorum,

Ölmek istiyorum,

Beni öldürmeni istiyorum senden,

Öldür beni vakit varken; senden her saniye kurtulmak biraz daha imkansızken..
Yelkovan ve akrep, seni bana bağlamak için birbiriyle yarışırken..

Ya şimdi, ya da sonsuza dek seçim senin!

Ya kendini, ya da beni tercih senin!

Yoksa ölmeni istiyorum,

Ölmeni istiyorum..

Ölmeni,

Ölüm bizi ayırana dek..

____________________________________________

AĞLADIM

Dün gece uzun uzun
Seni andım ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım ağladım.

Kim bilir acımızı
Bu yasak aşkımızı
O eski şarkımızı
Çaldım-çaldım ağladım! ..

Dolaştım sokaklarda
Ağaran şafaklarda
Seni senden uzakta
Sardım sardım ağladım

İmrendim sevenlere
Sarılıp gidenlere
Elele gezenlere
Baktım baktım ağladım

Benimsin bende değil
Ellerim sende değil
Yanmamak elde değil
Yandım yandım ağladım.

Tuza bastım yaramı
Aşkla açtım aramı
Sensiz son sigaramı
Yaktım yaktım ağladım.
_____________________________________
bir roman dolusuyduk oysa biz
aynı cümlede yer alamadık
yüklemini sildin hayatın
öznesine ihanet ettin.

giderken gürültülüydün
ya dönmek istersen!
sessizce tekrar başlar mıyız sanıyorsun?
bu kalbe ikinci bir sen daha sığar mı sanıyorsun?
yanılıyorsun hatalarda boğuluyorsun.

hani gülümsemelerin kaybolursa
ya da ruhunu sararsa bir hüzün
bir sonbahar yanlızlığında uyanırsan
bende ki seni düşün
düşün ki ısınasın bir güneş parıltısında
ama dönme!
bana dönecek yollarında hüzün çiçekleri
yalandan yaşanan bir geçmişin kırıntıları var
ve bana bırak anıları
benim tek bahtiyarlığımdır onlar.
hayalini sararım geceleri
resimlerine bakınırım can sıkıntılarında
ama sen dönme!
değişmiş yüzünle çıkma karşıma...

yaşayamadıkların için benden hesap sormaya kalkma
ben sende yaşamışken çirkinlikleri...

__________________________________


Biliyor musun?
Düşler dökülür...
Düşler üşüşür...
Düşler doluşur kulaklarıma gülüşlerinden...

Üstüme yağan düşler ile
Başıma üşüşen düşler ile
Ve içime doluşan düşler ile serpilirim ben,
Bahara dokunmuş bir filiz gibi...

Biliyor musun?
Denizler bile düşlerimin rengidir...
Dalgalar, gülüşlerindir yani düşlerimin üzerinde oynaşan!

Biliyor musun?
Düşler saçılır başıma gülüşlerinden...
Ve düşlere savrulur başım
Tırmanıp gülüşlerine...

Dinlenen bir nefes gibi yayılır kumsalıma,
köpüklü dalgaların...
Bunlar; düşlerimin üzerinde oynaşan
Gülüşlerindir ya, hani adına "dalga" denen...

Biliyor musun?
Bütün bu denizler, düşlerimin rengidir
Ve işte sen o yüzden
Kendini seyreder gibi olursun baktığında denizlere.
O yüzden gözlerini lacivert sanırsın...
Saçlarını mavi...
Hatta canını, camgöbeği...
Canının göbeği bunun için köpürür düşlerimin ortasında!

Biliyor musun?
Düşler üşüşür başıma gülüşlerinden.
Masmavi düşler...
Ve buseleri çağıran dişler gibi sıralı düşler...

Muammer ERKUL

______________________________________
Yaz henüz gelmişti ben ayrıldığımda,
Kaç vakit oldu,kaç ay,kaç yıl,kaç asır evimden ayrı...
A benim ruhumun teri memleketim;
Dünyayı verseler değişmem çayırındaki bir çiğ tanesine,
Meğer gurbet dediğin,mahpuslukmuş güneşli avlularda,yaşanırmış öylesine...
Dönüşümde ne bulurum bilemem,
Bildiğim;döneceğim ey verilmiş sözüm,edilmiş yeminim,elbet birgün döneceğim...
Yıl kaç olur,hangi mevsim bilemem,
Elimde takvim yapraklarından güller,gözümde bir çocuk,saçlarımda kar...
BUNCA ACIYI BOŞA ÇEKMEZ HİÇ KİMSE;
ve BUNCA ÖLÜMDEN KOLAY DÖNÜLMEZ,BU KADAR SEVMEYİNCE....21


____________________________________


Dost uzakta,
Dostun yüzü rüzgara nazır,
Dostta hüzün!
Kolay değil rüzgara durmak dost bilir.
Rüzgarın tozdan arınıp
Gül kokuları getirmesine az kaldı,
Sabır dostumuzdur O söyledi!
Kardeşliğin ötesidir dostluk
Ve zaman da bilmez uzaklık da!
Yüreğimiz dostladır, O bilir....

DOSTA...

Bilirsin, hasreti en iyi biz biliriz,
Ve en çok bize yakışır hüznü...
Hoyrat iklimlerde tarifi zordur ıstırabın,
Dost gülüşünün hayali bile ısıtır iklimi,
Dostluğun ısıttı iklimimi ve içimi...
Yücelerde bekle beni,
Bir gün aslımla döneceğim...

___________________
yaşantım boyunca değişmedi hiç karanlığı gecenin.
tek yıldızlar farkına vardı birbirlerinin.
sarılıyoruz
parmaklarımın arasında ipek bir giysi seninkiler solgun bir kumaş üstünde
oldu bitti bir kucaklaşma akşam yemeği için bekleniyordun
benim ardımdaysa kurallar yığını havadan sudan bahsediyoruz ve
hiç bitmeyecek dostluğumuzdan.
başka birşeyden bahsetmek oldukça hazin olurdu zaten.

peki neydi merhamet?
günahkar bir dünyayı
affetmekmiydi?


___________




Bir sevda dudağında tutsak kaldı özlemim
uzun kara trenler alıp götürdü seni
hasret boyu uzayan raylara döküldü gözlerim

oysa seni sevdiğimi söylememiştim daha
sensiz yaşamayacağımı,
sana aşkımı anlatamamıştım
gitme kal, giden ben olayım
gitme kal diyemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim

arkanı dönüp giderken
hıçkırıklar düğümlendi boğazıma
kızdım ,bağırdım , haykırdım, isyan ettim
yine de seni sevdiğimi söylemedim
ardında ağlayan bir çift göz
paramparça bir yürek
ve dalları kırılmış bir ağaç gibi baktım
ama gitme kal diyemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim

gittin hayallerim ardında yaprak yaprak düşüyordu
bir çocuk üşüyordu elleri cebinde
dalında bir gelincik ağlıyordu
bir dağ yanıyordu içimde
gitme, gidersen baharda git
sonbaharda gitme
yapraklar düşmesin ardında
diyemedim
kızdım ,bağırdım , haykırdım, isyan ettim
yine de seni sevdiğimi söylemedim
kahrolası gururum, kahrolası dilim
gitme kal diyemedim

.../
bir rüzgara açarım şimdi kalbimi
bir de sulara
alıp getirsinler diye sevgimi sana

bir tutam sevgiydi yaşam kalbimde
bir yudum hasret oldu
döküldü gözlerimde tane tane

gittin,
bir tren garında
ömrümü rayların arasında götürdün
oturdum bir köşede
öylece ağladım, kahroldum
bir sessiz çığlığın yarayla buluşmasıydı gidişin
ardından gitme kal, gözlerin yaralarımın tek merhemi
diyemedim...

______


Avuçlarımda uçurum kokusu,
Kendimden düşüyorum.


Bir masala uzanıyor sevmelerim,
Aşktan çaldıklarım dikiliyor karşıma,
Kaçak şehirlerin adressiz yüreği oluyorum.


Hadi gir cümlelerime,
Ayaklandır tüm kelimelerimi,
Seni taşıyan kambur harflerin alnından vur.
Gecenin tüm karanlığını devir üzerime,
Şah damarlarımın sıcaklığını kes,
Buz tutsun bedenim.


Gözlerinin kaldırımlarından düşür beni,
Yağmala yüreğimdeki tüm sevmeleri,
Kalp atışlarıma ihanetini düşür,
Dudak titreyişlerime aldanışlarımın kelimelerini sığdır.


Bana şiirler yazdıran kadın
Hadi alkışla kendini,
Yalan karıştı gerçeğe,
Aldanışlarıma sığdır yarım kalmış tüm yalanlarını.
Gözlerime göm aldatışları,
Hadi adını sen koy sol yanımdan aldığım darbenin.


Uğruna ölmeyi göze aldığım uçurum çiçeği,
Şimdi senden düşüyorum,
İçimi acıtan ayazlardan bile keskinsin.


Boğuluyor şarkımız yutkunuşlarımda,
Dilim dikenli bir tel,
Tüm duvarlarımın çığlıkları devriliyor üzerime,.
Söyle bana hangi acıya başkaldırmam gerek? .



Elimde yarım kalmış bir şiir.
Senli zamana asıyorum yüreğimi
Çığlıklarımdan vuruluyor benliğim.
Hadi tüm yalanlarınla alkışla beni
Boğ yalanlarınla tüm masumiyetimi.



Sen Kötürüm bir zamanın yaşananları ; kirli bir dünyanın çıkarısın artık.




Oysa benim sana olan sevdam.
Bir cami avlusunda bırakılmış çocuk gözlerindeki masumiyetti,
Yükselen ezan sesi kadar berraktı sana,
En masum hallerimin gölgesinde yaşıyordum seni.
Kimseye anlatmadan, aldatmadan!


Ve şimdi çocuk kalbim yarasa sürüsü tarafından katlediliyor,
Geceyi kanatıyor bakışlarım,
Pimini çektiğin yüreğim kan kaybında.
Tüm siyahlar artık benim.
Rengi yok yaşanmışlıkların,
Hak ettim!
Sevdim...
Haykırışlar yetmese de kırılışlarıma,
Sorgusunu bitiremeden sen düşüncelerinin alnından vuruyorum.
Yoksun, yokum, yokuz.
Bitti.


_____


İçimde Çok Fazlasın
Ne zaman
Bir yerde ayrılıktan söz açılsa
Gözlerimin önüne gidişin gelir
Yorgun bir geceyi aydınlatır güneş
Yastığıma yokluğun ilişir...

O geceden beri
Güzel bir uykuya dalamadım henüz
Acaba
Ayrılığı çok mu büyütüyorum dersin?
Kim bilir..
Belki de içimde çok fazlasın
Giderken durdurduğun z

amana söyle 
Seni içimden ayıklasın...  













___________


Söyledim, söyleyebildim sonunda...
'Seni Seviyorum' demekten aciz dudaklarım
Mutlulukla tanıştı ilk defa..
Affet beni..
Çok geç oldu belki ama
İlk kez ta kalbimde hissettim önemini
İlk kez sana söyledim sevgimi...
Affet beni burada olmamalıydı...
Bu kadar geç olmamalıydı..
Biliyorum yine kavuşacağız
Çok geç olmayacak...
Üstelik bu kez korkmayacağım
'Seni Seviyorum' demekten
Bağıracağım hatta, haykıracağım...
Ağlamayacağım, ağlamayacağız...
Sarılacağız yine...
Sonsuza kadar...
Öyle özledim ki gülen gözlerini...
'Seni Seviyorum' derken
Bak yine söylüyorum,

'Seni Seviyorum'...


Açabilsem gönlümü,görsenki neler var
Anlatsın sana bir bir dilsiz yüreğim
Ruhumda ne dinmez fırtınalar kopar
Dindiremezki sensiz,dilsiz yüreğim
Çağlayanlar koparır,yıkar bendini
Meçhullerde kaybolur, dilsiz yüreğim
Bazen enginleşir de, bulur kendini
Gelgitlerle dolan şu,dilsiz yüreğim
Yaz yağmurları gibi dolar boşanır
Şimşekleri andıran,dilsiz yüreğim
Küçük dünyamda ne acılar yaşlanır
Yaşlanmaya yüz tutmuş,dilsiz yüreğim
Dile gelse kimbilir neler söylerdi
Nağmelerle dolu şu, dilsiz yüreğim
Gönül deryasından ne sırlar çözerdi
Sevdalara küsmüş şu dilsiz yüreğim



ne zaman gözünü açsan okarlı sabahlara
yokluğu nöbettedir başucunda
sanki uyanır uyanmaz acı çekmeni ister birileri
ve açmak istemesende gözlerini
bir korku bir ürperti uyanırsın
o an her nefesinde acı çekersin
odan hala o kokar delicesine
gökyüzü bile onu anlatır sana
bazen yıldızlarda görürsün gözlerini
konuşmak istersin konuşamazsın
o an yalnızlığın duvarlarını örmüştür birkere
uzaklarda olduğunu bilirsin
gitmek istersin yanına olmaz
rüzgar yüzüne yüzüne vurur
adım atamaz kalırsın ...
geceleri uykundan uyanırsın soluk soluk
aklına gelmiştir birkere kurtulamazsın
derin derin düşünürsün geçmişini ama ne fayda !
yokluğu atmıştır seni bi çukura çıkamazsın
nefes alamazsın o an boğulursun
ölmekte kurtuluş değilmi ölemezsin bile..
acı çeker durursun bi çare
yokluğu öyle karanlıktırki
bazen kendini bile göremezsin
kaybolursun... bitersin..
oysaki zaten onunla var olmuşsundur
gördüğün hayatı o çizmiştir sana
başka hayatların varlığına bile inanmazsın
inanmak istemezsin onsuz geçen zamana
yokluğunda bütün gerçekleri görürsün
alışamazsın bir türlü yokluğuna
bütün herşeyi bir kalemde silmek istersin
ama o senin bütün hayatındır
ve hayatını silemezsin...
delice seversin ve bir solukta yaşamak istersin herşeyi
yarın yokmuş ve öbür gün hiç olmayacakmış gibi
ama yapamazsın... bilirsin o hep vardır senin için
yanında olmasada bazen varlığını hissedersin
dokunmak istersin yapamazsın
uzanamaz ellerin uzaklara
bağırsam duyarmı diye düşünürsün
duymaz ! duyamaz! uzaktadır birkere
ne yapsan geri döndüremezsin
bide onun için acı çekersin....
ama ne olursa olsun döneceğini bilirsin
geçicek dersinn biticek ....
belki bi avuntudur yaşadığın
belki ateşte yanan kalbi suya atmak
neyse ne dersin...çünkü biraz olsun rahatlatır seni
ardına bakarsın hep geçmişte yok ettiğin zamana
nasıl geçtiyse buda geçer dersin
önüne bakamazsın yol uzundur bikere
geçicekmi dersin
oysaki hiç düşünmezsin geçicekmi.. biticekmi... dediğin o bütün zaman
ömründen bir parça....
onu atarsın bir kenara yok sayarsın
çünkü onsuz geçen her an zaten hiç olmamıştır senin için......21

****************************************************

Bazen özlüyorum seni
Sanki hiçbirşey olmamış gibi...
Giden çoktan giden,
Biten çoktan biten
Sanki ikimizde birbirimizi
Hiçliklerimize terketmemiş gibi...
Uzaklardan çalan,
Ve öylece aniden
Yanıbaşımda bitiveren
Birkaç melodinin
O birkaç kelimeye sıkıştırılmış nakaratlarında...
Farketmeden gözlerimi ufukta bulduğumda...
Buz gibi bir soğukta...
Ve o hiç sevmediğin içini üşüten ayazlarda...
Birkaç yalan sözde ve gözde...
Belki de hiç istemiyorken,
Senden kalan tek bir kırıntıyı bile
Ve o nefretimde ve nefretimle bile;
İsminin sesini kulaklarımda
Tıpkı seni bildiğim gibi,
Tanıdığım gibi,
Apansız,zamansız ve hazin
Her duyduğumda,
Hiç tanımadığım yüzlerde,
Ve yine hiç istemediğim halde,
Öylesine ararken,senden arta kalanlarda...
Bir eldeki sigarada...
Belkide bazen ince belli bir bardaktaki çayda...
Nasıl olurda giderim derken,
Ve asıl giden ben olmuşken....
Gittiğim yerde kalan yokluğunda...
Sana yağan,
Yokluğunun yokluğuna yağan,
Damlalarda,
O inceden inceye sırılsıklam;
Ve buruk
Yağmurlarda,
Geceleri ordan oraya giderken,
Baktığım pencerelerde...
Bazen senin o çok sevdiğin türkülerde
Hiç sevemediğim halde,
Belki biraz ışıkta,biraz da karanlıklarda...
Geriye kalan hiçbirşeyin olmadığını hatırladığım zamanlarda,
Bazen nedenini hiç bilemediğim gözyaşlarımın bir tanesini de,
Kendimden gizli,senin için akıtırken nedense,
Ve nedense,o tüm içten gülüşlerimin izlerini silerken yüzümden,
Hep sebepsiz yazmak isteyip,
Bir türlü sonunu getiremediğim şiirlerimde ve hikayelerimde,
Sensizlik adına kendime verdiğim tüm yeminlerimde,
Biraz öfke,biraz yalan,biraz siyah,biraz gurur,biraz da acı olan sensizliğimde;
Her saniseyle birlikte esasında benden bir adım daha uzaklaşan,
Ve yüreğimden uzaklaştıkça;biraz daha kaybolan gölgenin ardındaki,
Yaşamımda,
Kendimle baş başa kaldığımda,
Kendime rağmen;
Sensizlikle baş başa kaldığımda,
Sana rağmen,
Herşeye rağmen,
Bazen özlüyorum seni...
Özlemin sen de olanını sanki hiç yaşamamışım gibi,
Özlüyorum seni.
21



*********************************
Er geç beni affedeceksin. Bir şey bekelemeden, bir şey istemeden affedeceksin. Sevgin seni oraya götürecek.

Düşe kalka ilerleyeceğin yollarda, taşlar kanatacak ayaklarını. Issız, karanlık ormanlardan geçeceksin yapayalnız. Sonra bir bataklık başlayacak gözün alabildiğine. Omuzlarına kadar yapışkan çamurlara saplanacaksın. Durmadan yağmur yağacak üstüne, iliklerine kadar ıslanacaksın, üşüyeceksin. Ahtapot elleri gibi uzun, pis sarmaşıklar dolanacak ayak bileklerine. Dört yanında kara bataklık kuşları dönecek çığlık çığlığa.

Geçmiş zamanı düşüneceksin. O bir daha dayanılmaz günleri, geceleri düşüneceksin.

Bataklığın son bulduğu yerde zift gibi koyu bir gece başlayacak geçmiş gecelere benzemeyen. Yürüyeceksin, ağır ağır ilerleyeceksin zamanın ve gecenin ortasında. Keskin bir rüzgar çıkacak, merhametsiz kırbaçlar gibi parçalayacak yüzünü.

Sonra bir dağ yamacına varacaksın, bitkin ve perişan... Uzaklarda cılız bir ışık göreceksin. Sen yaklaştıkça büyüyecek, sıcak kollarıyla saracak seni. Fakat, sen o ışığın olduğu yere hiç bir zaman varamayacaksın ve ümitsizlik saracak yüreğini, ağlayacaksın...

İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. Bulutlur dağılacak. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl o erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın...

Onun için beni affet demeyeceğim sana...

Er geç anlayacak ve affedeceksin. Bunu biliyorum.

Karşılaşmamız kaderdi belki. Ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlikler, büyük çaresizliklerdir...

Acılarımızı yitirmeyelim...
*********************

Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben.
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim.
şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor.
Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan
işte öyle ıslattı beni aşkın.
Seni bekledim ben.
Yüreğimdeki heyecanıgözlerimdeki yeşili
dudaklarımdaki ateşiellerimdeki titremeyi
küçük dokunuşları sana sakladım.
Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın karşıma.
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti.
Çocuk oldum yeniden.
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım.
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım.
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum.
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.
Bilirimbu şarkı korkutur bazen insanı.
Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini.
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendinibrak ki aşkın büyüsü sarsın seni.
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.
Kaygısızca yaşayalım aşkıeriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın
soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.
Gidersen...Gözümdeki son parıltıyı da alır yasakürürsün.
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni.
Ama merak etme ayakta kalırım ben.
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi.
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım.
Aşkım da benden yadigar kalır sana...21




*****************************

öylesine bir gündü
kaç gece beklemiştim seni
bütün yolarım sana çıkyordu
ben senin yolunun benim yolumla kesişmesini bekliyordum
aylar geçmişti hep vardın
göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı
yüzümüzde birbirimize ait izler vardı
n e çok duymuştum sesini
ilk kez söylediğin kelimeler seninle bütünleşiyordu
sıcaktın dokunmasanda
aşk tı bu bunu kendime itiraf edemiyordum
farkında değildin belkide
belki ben belli edemiyordum
yüreğimin en sessiz köşelerindeydin sen
itirazsızdım belliki mutluydum
şimdi bu aşkı bana yaşattığın için şanslıyım
(ya sen olmasaydın)diye düşünmüyorum
çünkü varsın,sen içimdesin,sen benim hayat kaynagımsın
nerede olursan ol benimle kal
ben bu yürek attıgı sürece seninleyim....21




ne zaman gözünü açsan okarlı sabahlara
yokluğu nöbettedir başucunda
sanki uyanır uyanmaz acı çekmeni ister birileri
ve açmak istemesende gözlerini
bir korku bir ürperti uyanırsın
o an her nefesinde acı çekersin
odan hala o kokar delicesine
gökyüzü bile onu anlatır sana
bazen yıldızlarda görürsün gözlerini
konuşmak istersin konuşamazsın
o an yalnızlığın duvarlarını örmüştür birkere
uzaklarda olduğunu bilirsin
gitmek istersin yanına olmaz
rüzgar yüzüne yüzüne vurur
adım atamaz kalırsın ...
geceleri uykundan uyanırsın soluk soluk
aklına gelmiştir birkere kurtulamazsın
derin derin düşünürsün geçmişini ama ne fayda !
yokluğu atmıştır seni bi çukura çıkamazsın
nefes alamazsın o an boğulursun
ölmekte kurtuluş değilmi ölemezsin bile..
acı çeker durursun bi çare
yokluğu öyle karanlıktırki
bazen kendini bile göremezsin
kaybolursun... bitersin..
oysaki zaten onunla var olmuşsundur
gördüğün hayatı o çizmiştir sana
başka hayatların varlığına bile inanmazsın
inanmak istemezsin onsuz geçen zamana
yokluğunda bütün gerçekleri görürsün
alışamazsın bir türlü yokluğuna
bütün herşeyi bir kalemde silmek istersin
ama o senin bütün hayatındır
ve hayatını silemezsin...
delice seversin ve bir solukta yaşamak istersin herşeyi
yarın yokmuş ve öbür gün hiç olmayacakmış gibi
ama yapamazsın... bilirsin o hep vardır senin için
yanında olmasada bazen varlığını hissedersin
dokunmak istersin yapamazsın
uzanamaz ellerin uzaklara
bağırsam duyarmı diye düşünürsün
duymaz ! duyamaz! uzaktadır birkere
ne yapsan geri döndüremezsin
bide onun için acı çekersin....
ama ne olursa olsun döneceğini bilirsin
geçicek dersinn biticek ....
belki bi avuntudur yaşadığın
belki ateşte yanan kalbi suya atmak
neyse ne dersin...çünkü biraz olsun rahatlatır seni
ardına bakarsın hep geçmişte yok ettiğin zamana
nasıl geçtiyse buda geçer dersin
önüne bakamazsın yol uzundur bikere
geçicekmi dersin
oysaki hiç düşünmezsin geçicekmi.. biticekmi... dediğin o bütün zaman
ömründen bir parça....
onu atarsın bir kenara yok sayarsın
çünkü onsuz geçen her an zaten hiç olmamıştır senin için......21

****************************************************

Bazen özlüyorum seni
Sanki hiçbirşey olmamış gibi...
Giden çoktan giden,
Biten çoktan biten
Sanki ikimizde birbirimizi
Hiçliklerimize terketmemiş gibi...
Uzaklardan çalan,
Ve öylece aniden
Yanıbaşımda bitiveren
Birkaç melodinin
O birkaç kelimeye sıkıştırılmış nakaratlarında...
Farketmeden gözlerimi ufukta bulduğumda...
Buz gibi bir soğukta...
Ve o hiç sevmediğin içini üşüten ayazlarda...
Birkaç yalan sözde ve gözde...
Belki de hiç istemiyorken,
Senden kalan tek bir kırıntıyı bile
Ve o nefretimde ve nefretimle bile;
İsminin sesini kulaklarımda
Tıpkı seni bildiğim gibi,
Tanıdığım gibi,
Apansız,zamansız ve hazin
Her duyduğumda,
Hiç tanımadığım yüzlerde,
Ve yine hiç istemediğim halde,
Öylesine ararken,senden arta kalanlarda...
Bir eldeki sigarada...
Belkide bazen ince belli bir bardaktaki çayda...
Nasıl olurda giderim derken,
Ve asıl giden ben olmuşken....
Gittiğim yerde kalan yokluğunda...
Sana yağan,
Yokluğunun yokluğuna yağan,
Damlalarda,
O inceden inceye sırılsıklam;
Ve buruk
Yağmurlarda,
Geceleri ordan oraya giderken,
Baktığım pencerelerde...
Bazen senin o çok sevdiğin türkülerde
Hiç sevemediğim halde,
Belki biraz ışıkta,biraz da karanlıklarda...
Geriye kalan hiçbirşeyin olmadığını hatırladığım zamanlarda,
Bazen nedenini hiç bilemediğim gözyaşlarımın bir tanesini de,
Kendimden gizli,senin için akıtırken nedense,
Ve nedense,o tüm içten gülüşlerimin izlerini silerken yüzümden,
Hep sebepsiz yazmak isteyip,
Bir türlü sonunu getiremediğim şiirlerimde ve hikayelerimde,
Sensizlik adına kendime verdiğim tüm yeminlerimde,
Biraz öfke,biraz yalan,biraz siyah,biraz gurur,biraz da acı olan sensizliğimde;
Her saniseyle birlikte esasında benden bir adım daha uzaklaşan,
Ve yüreğimden uzaklaştıkça;biraz daha kaybolan gölgenin ardındaki,
Yaşamımda,
Kendimle baş başa kaldığımda,
Kendime rağmen;
Sensizlikle baş başa kaldığımda,
Sana rağmen,
Herşeye rağmen,
Bazen özlüyorum seni...
Özlemin sen de olanını sanki hiç yaşamamışım gibi,
Özlüyorum seni.



*********************************

Er geç beni affedeceksin. Bir şey bekelemeden, bir şey istemeden affedeceksin. Sevgin seni oraya götürecek.

Düşe kalka ilerleyeceğin yollarda, taşlar kanatacak ayaklarını. Issız, karanlık ormanlardan geçeceksin yapayalnız. Sonra bir bataklık başlayacak gözün alabildiğine. Omuzlarına kadar yapışkan çamurlara saplanacaksın. Durmadan yağmur yağacak üstüne, iliklerine kadar ıslanacaksın, üşüyeceksin. Ahtapot elleri gibi uzun, pis sarmaşıklar dolanacak ayak bileklerine. Dört yanında kara bataklık kuşları dönecek çığlık çığlığa.

Geçmiş zamanı düşüneceksin. O bir daha dayanılmaz günleri, geceleri düşüneceksin.

Bataklığın son bulduğu yerde zift gibi koyu bir gece başlayacak geçmiş gecelere benzemeyen. Yürüyeceksin, ağır ağır ilerleyeceksin zamanın ve gecenin ortasında. Keskin bir rüzgar çıkacak, merhametsiz kırbaçlar gibi parçalayacak yüzünü.

Sonra bir dağ yamacına varacaksın, bitkin ve perişan... Uzaklarda cılız bir ışık göreceksin. Sen yaklaştıkça büyüyecek, sıcak kollarıyla saracak seni. Fakat, sen o ışığın olduğu yere hiç bir zaman varamayacaksın ve ümitsizlik saracak yüreğini, ağlayacaksın...

İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. Bulutlur dağılacak. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl o erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın...

Onun için beni affet demeyeceğim sana...

Er geç anlayacak ve affedeceksin. Bunu biliyorum.

Karşılaşmamız kaderdi belki. Ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlikler, büyük çaresizliklerdir...

Acılarımızı yitirmeyelim...
*********************

Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben.
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim.
şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor.
Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan
işte öyle ıslattı beni aşkın.
Seni bekledim ben.
Yüreğimdeki heyecanıgözlerimdeki yeşili
dudaklarımdaki ateşiellerimdeki titremeyi
küçük dokunuşları sana sakladım.
Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın karşıma.
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti.
Çocuk oldum yeniden.
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım.
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım.
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum.
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.
Bilirimbu şarkı korkutur bazen insanı.
Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini.
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendinibrak ki aşkın büyüsü sarsın seni.
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.
Kaygısızca yaşayalım aşkıeriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın
soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.
Gidersen...Gözümdeki son parıltıyı da alır yasakürürsün.
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni.
Ama merak etme ayakta kalırım ben.
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi.
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım.
Aşkım da benden yadigar kalır sana...21


öylesine bir gündü
kaç gece beklemiştim seni
bütün yolarım sana çıkyordu
ben senin yolunun benim yolumla kesişmesini bekliyordum
aylar geçmişti hep vardın
göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı
yüzümüzde birbirimize ait izler vardı
n e çok duymuştum sesini
ilk kez söylediğin kelimeler seninle bütünleşiyordu
sıcaktın dokunmasanda
aşk tı bu bunu kendime itiraf edemiyordum
farkında değildin belkide
belki ben belli edemiyordum
yüreğimin en sessiz köşelerindeydin sen
itirazsızdım belliki mutluydum
şimdi bu aşkı bana yaşattığın için şanslıyım
(ya sen olmasaydın)diye düşünmüyorum
çünkü varsın,sen içimdesin,sen benim hayat kaynagımsın
nerede olursan ol benimle kal
ben bu yürek attıgı sürece seninleyim....21



Damla Damla Sen


Yağmurları bekleme yeter dön artık
Yağmak zorunda değilsin susamış bedenime
Öyle çok özlemişim, seviyorken delice
Düşmek zorunda değilsin her gece düşlerime;
Bırakda rüyalarda kendim sarayım.

Yağmurları bekleme dinsin bu hasret
Damla damla gelişin bana huzur vermiyor.
Ellerini tutmak için çabalıyorken
Avuçlarımdan kaçışın beni mutlu etmiyor.
Bırakda sana tamamen sahip olayım.

Yağmurun kokusuna sardım
Tutamadığım kendimi.
Damla damla sen
Çisil çisil sen
Aklıma düşen sen her yağmurda
Aklımda bir başka sen oluşuyor
Çıktığım yağmur dualarında.
Bırakda dualarım günahlarım için olsun21


----------------------------------------------------------
öylesine bir gündü
kaç gece beklemiştim seni
bütün yolarım sana çıkyordu
ben senin yolunun benim yolumla kesişmesini bekliyordum
aylar geçmişti hep vardın
göz göze gelmek hiç bu kadar zor olmamıştı
yüzümüzde birbirimize ait izler vardı
n e çok duymuştum sesini
ilk kez söylediğin kelimeler seninle bütünleşiyordu
sıcaktın dokunmasanda
aşk tı bu bunu kendime itiraf edemiyordum
farkında değildin belkide
belki ben belli edemiyordum
yüreğimin en sessiz köşelerindeydin sen
itirazsızdım belliki mutluydum
şimdi bu aşkı bana yaşattığın için şanslıyım
(ya sen olmasaydın)diye düşünmüyorum
çünkü varsın,sen içimdesin,sen benim hayat kaynagımsın
nerede olursan ol benimle kal
ben bu yürek attıgı sürece seninleyim....21


---------------------------------------------------------------------------------
Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben.
Kimi işaret ettiyse ona yöneldim.
şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor.
Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan
işte öyle ıslattı beni aşkın.
Seni bekledim ben.
Yüreğimdeki heyecanıgözlerimdeki yeşili
dudaklarımdaki ateşiellerimdeki titremeyi
küçük dokunuşları sana sakladım.
Ne sen beni bilirdin ne ben seni
ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin.
Ve bir gün çıktın karşıma.
İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti.
Çocuk oldum yeniden.
Hani bıraksan yemyeşil bir kırda
bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım.
Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım.
Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum.
O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin.
Bilirimbu şarkı korkutur bazen insanı.
Neler oluyor diye sormadan
bir duygu selinin içinde bulursun kendini.
Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir?
Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi?
Bırak kendinibrak ki aşkın büyüsü sarsın seni.
Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak.
Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa.
Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım.
Kaygısızca yaşayalım aşkıeriyelim birbirimizde.
Yüreklerimiz birbirimiz için atsın
soluklarımız birbirine karışsın
Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi.
Gidersen...Gözümdeki son parıltıyı da alır yasakürürsün.
Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni.
Ama merak etme ayakta kalırım ben.
Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi.
Senden bana yadigâr kalan her anıyı
bir kez daha bir kez daha yaşarım.
Aşkım da benden yadigar kalır sana...21


-------------------------------------------------------------------------------------
Er geç beni affedeceksin. Bir şey bekelemeden, bir şey istemeden affedeceksin. Sevgin seni oraya götürecek.

Düşe kalka ilerleyeceğin yollarda, taşlar kanatacak ayaklarını. Issız, karanlık ormanlardan geçeceksin yapayalnız. Sonra bir bataklık başlayacak gözün alabildiğine. Omuzlarına kadar yapışkan çamurlara saplanacaksın. Durmadan yağmur yağacak üstüne, iliklerine kadar ıslanacaksın, üşüyeceksin. Ahtapot elleri gibi uzun, pis sarmaşıklar dolanacak ayak bileklerine. Dört yanında kara bataklık kuşları dönecek çığlık çığlığa.

Geçmiş zamanı düşüneceksin. O bir daha dayanılmaz günleri, geceleri düşüneceksin.

Bataklığın son bulduğu yerde zift gibi koyu bir gece başlayacak geçmiş gecelere benzemeyen. Yürüyeceksin, ağır ağır ilerleyeceksin zamanın ve gecenin ortasında. Keskin bir rüzgar çıkacak, merhametsiz kırbaçlar gibi parçalayacak yüzünü.

Sonra bir dağ yamacına varacaksın, bitkin ve perişan... Uzaklarda cılız bir ışık göreceksin. Sen yaklaştıkça büyüyecek, sıcak kollarıyla saracak seni. Fakat, sen o ışığın olduğu yere hiç bir zaman varamayacaksın ve ümitsizlik saracak yüreğini, ağlayacaksın...

İşte o zaman beni düşüneceksin, çektiklerimi, senin için katlandığım şeyleri düşüneceksin. Bulutlur dağılacak. Seni nasıl sevdiğimi, nasıl yüceleştirdiğimi, nasıl o erişilmez ışık haline getirdiğimi birer birer anlayacaksın...

Onun için beni affet demeyeceğim sana...

Er geç anlayacak ve affedeceksin. Bunu biliyorum.

Karşılaşmamız kaderdi belki. Ama çektiğimiz çiledir, bizi birbirimize yaklaştıran, o korkunç ümitsizlikler, büyük çaresizliklerdir...

Acılarımızı yitirmeyelim...



--------------------------------------------------------------
Bazen özlüyorum seni
Sanki hiçbirşey olmamış gibi...
Giden çoktan giden,
Biten çoktan biten
Sanki ikimizde birbirimizi
Hiçliklerimize terketmemiş gibi...
Uzaklardan çalan,
Ve öylece aniden
Yanıbaşımda bitiveren
Birkaç melodinin
O birkaç kelimeye sıkıştırılmış nakaratlarında...
Farketmeden gözlerimi ufukta bulduğumda...
Buz gibi bir soğukta...
Ve o hiç sevmediğin içini üşüten ayazlarda...
Birkaç yalan sözde ve gözde...
Belki de hiç istemiyorken,
Senden kalan tek bir kırıntıyı bile
Ve o nefretimde ve nefretimle bile;
İsminin sesini kulaklarımda
Tıpkı seni bildiğim gibi,
Tanıdığım gibi,
Apansız,zamansız ve hazin
Her duyduğumda,
Hiç tanımadığım yüzlerde,
Ve yine hiç istemediğim halde,
Öylesine ararken,senden arta kalanlarda...
Bir eldeki sigarada...
Belkide bazen ince belli bir bardaktaki çayda...
Nasıl olurda giderim derken,
Ve asıl giden ben olmuşken....
Gittiğim yerde kalan yokluğunda...
Sana yağan,
Yokluğunun yokluğuna yağan,
Damlalarda,
O inceden inceye sırılsıklam;
Ve buruk
Yağmurlarda,
Geceleri ordan oraya giderken,
Baktığım pencerelerde...
Bazen senin o çok sevdiğin türkülerde
Hiç sevemediğim halde,
Belki biraz ışıkta,biraz da karanlıklarda...
Geriye kalan hiçbirşeyin olmadığını hatırladığım zamanlarda,
Bazen nedenini hiç bilemediğim gözyaşlarımın bir tanesini de,
Kendimden gizli,senin için akıtırken nedense,
Ve nedense,o tüm içten gülüşlerimin izlerini silerken yüzümden,
Hep sebepsiz yazmak isteyip,
Bir türlü sonunu getiremediğim şiirlerimde ve hikayelerimde,
Sensizlik adına kendime verdiğim tüm yeminlerimde,
Biraz öfke,biraz yalan,biraz siyah,biraz gurur,biraz da acı olan sensizliğimde;
Her saniseyle birlikte esasında benden bir adım daha uzaklaşan,
Ve yüreğimden uzaklaştıkça;biraz daha kaybolan gölgenin ardındaki,
Yaşamımda,
Kendimle baş başa kaldığımda,
Kendime rağmen;
Sensizlikle baş başa kaldığımda,
Sana rağmen,
Herşeye rağmen,
Bazen özlüyorum seni...
Özlemin sen de olanını sanki hiç yaşamamışım gibi,
Özlüyorum seni.
21



ne zaman gözünü açsan okarlı sabahlara
yokluğu nöbettedir başucunda
sanki uyanır uyanmaz acı çekmeni ister birileri
ve açmak istemesende gözlerini
bir korku bir ürperti uyanırsın
o an her nefesinde acı çekersin
odan hala o kokar delicesine
gökyüzü bile onu anlatır sana
bazen yıldızlarda görürsün gözlerini
konuşmak istersin konuşamazsın
o an yalnızlığın duvarlarını örmüştür birkere
uzaklarda olduğunu bilirsin
gitmek istersin yanına olmaz
rüzgar yüzüne yüzüne vurur
adım atamaz kalırsın ...
geceleri uykundan uyanırsın soluk soluk
aklına gelmiştir birkere kurtulamazsın
derin derin düşünürsün geçmişini ama ne fayda !
yokluğu atmıştır seni bi çukura çıkamazsın
nefes alamazsın o an boğulursun
ölmekte kurtuluş değilmi ölemezsin bile..
acı çeker durursun bi çare
yokluğu öyle karanlıktırki
bazen kendini bile göremezsin
kaybolursun... bitersin..
oysaki zaten onunla var olmuşsundur
gördüğün hayatı o çizmiştir sana
başka hayatların varlığına bile inanmazsın
inanmak istemezsin onsuz geçen zamana
yokluğunda bütün gerçekleri görürsün
alışamazsın bir türlü yokluğuna
bütün herşeyi bir kalemde silmek istersin
ama o senin bütün hayatındır
ve hayatını silemezsin...
delice seversin ve bir solukta yaşamak istersin herşeyi
yarın yokmuş ve öbür gün hiç olmayacakmış gibi
ama yapamazsın... bilirsin o hep vardır senin için
yanında olmasada bazen varlığını hissedersin
dokunmak istersin yapamazsın
uzanamaz ellerin uzaklara
bağırsam duyarmı diye düşünürsün
duymaz ! duyamaz! uzaktadır birkere
ne yapsan geri döndüremezsin
bide onun için acı çekersin....
ama ne olursa olsun döneceğini bilirsin
geçicek dersinn biticek ....
belki bi avuntudur yaşadığın
belki ateşte yanan kalbi suya atmak
neyse ne dersin...çünkü biraz olsun rahatlatır seni
ardına bakarsın hep geçmişte yok ettiğin zamana
nasıl geçtiyse buda geçer dersin
önüne bakamazsın yol uzundur bikere
geçicekmi dersin
oysaki hiç düşünmezsin geçicekmi.. biticekmi... dediğin o bütün zaman
ömründen bir parça....
onu atarsın bir kenara yok sayarsın
çünkü onsuz geçen her an zaten hiç olmamıştır senin için......





taşır içime darmadağın ırmaklardan
sevginin erdemi
Unutmak ile hatırlanmak arasındaki burukluktur
Beni yıpratan
Bendeki aşk çekim eki almıyor ki
Artık korkak bir zamir gibiyim
Türkçe de yetmedi sevgiyi anlatmaya
Sözcüklerdir asıl iç çamaşırları
Aşk denen giysilerin altında gizlenen

Yaramazlık yapan kelimeleri yazdım
Ortaya çıkan senin aşkın oldu

Organ naklinin uyumu gibi sevmiştim seni
Çürük gözlerime hayat veren gözlerin
Yırtık dudaklarıma bağışlanan aşk şiirleri
Darmadağın yüreğime yürek olan sevgin
Tehlikeli bir ameliyattan kurtulur gibi sevdim seni

Ayağa kalkıp hayata tutundum
Üstü açık kaldı tüm acıların

Bir şans öpücüğü alır gibi hüzünden
Hatıralar bile sırt çevirir aşka
Aynalarda hiç beklenilmeyen soğuk hava dalgası
Sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir ağlayış
Çok eskimiş anıların canlanması gibi sevdim seni

Ayağa kalkıp sonbaharı eylülü kokladım
Sonu belirsiz kaldı tüm aşkların

Aynı bedene sıkılan kurşun gibi acısı
Açıklanması tehlikeli sırrı saklar gibi yürekte
Bir tabancanın namlusuyla tetiği gibi kenetlenen
Katille kurban arasında yaşanan telaş gibi sevdim seni

Ruhum kan kaybediyor
Nasıl tutarlar beni deniz gibi ...
alıntı
****************



Yağmur yağıyor. Bilirsin ben yağmuru çok severim. Seni sevdiğim gibi çok. Ama yağmur, içinde sen olunca oluyor. Sen hayallerimi, duygularımı, dünyamı oluşturunca bu yağmurun, şu iki gözümün bir anlamı kalıyor. Yoksa dünya dönüyormuş, ben görüyormuşum banane... Sen olmayınca, seni hissetmeyince hücrelerimde kalmıyor bir anlamı yaşamanın. Yaşamak bile senle güzel çünkü, benim dünyam da.

Şimdi yağmur yağıyor. Nasıl derler bardaktan boşalırcasına yapıyor. Biri sanki tüm pişmanlıkları, tüm keşkeleri, özlemleri ve hissettiği bu yoğun sevgisi yüzünden hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Birileri ağlarken sen geliyorsun aklıma. Bu yağmur damlaları senin sanki. Sen benden uzakta, bir köşeye sığınıp ağlıyorsun gibi. Ağlama, ağlamak yakışmaz sana. Gözlerin acır, daha ötesi yüreğindeki bütünlük bozulur, paramparça olursun. Ağlama iki gözüm. Zamanı çok geçirdik belki vaktinden ama sen gene de ağlama. Çünkü ben sana kıyamam. Bu yürek, o yeşilliklerin buğulandığını, hüzünlendiğini görürse dayanamaz. Kırılır, dağılır, bin parçaya bölünür. Belki dayanamaz,ölür. Çünkü, bu yürek seni çok sevdi. Senin bildiğinden, gördüğünden çok ama çok daha fazla.

Bunun içindir ki, ağlama!

Yağmur yağıyor ama sert, hırçın duygularla. Şimşekler çaktırıyor içinde. Sesleri yükseliyor. Ben korkuyorum. Şimşekten, can çekişirmişcesine bağıran şu gökyüzünden çok korkuyorum. Ama yalnızım. Korktuğum, ağladığım, yaşantımın tam ortasında duran seni benden aldıkları, seni gittiğin için. Ve işte tam bu sıralarda bir şimşek düşüyor önüme. Ben korkuyorum. Çünkü sen, her anımda beni varolmaya yeminler edip arkasından yanımda olacağın sözlerinden sonra, olmadığını bu seslerle başbaşa yapayalnız kaldığımı görmek, yokluğuna hiç dayanamayacak bir durumdayken alışmaya çalışmak, olması gerektiğinden çok daha fazla korkutuyor beni. Bu korkularda yanımdasın sanmıştım. Ama gerçek buymuş, ben bir mayın tarlasında tek başındaymışım.

Yağmur duruyor. Ama ben sen gittikten, sen bittikten sonra hiç durmadım. Hep koştum, varabileceğim gidebileceğim en uzak yere. Ne yollar görmüş olsam da, ben hala yakınım sana. Dokunsam değecekmişim gibi. Dokunsan değecekmişsin gibi. Ama dokunma, yapma!
Beni o yağmurlarda ağladım için de suçlama. Sen öğrettin bana ağlamayı ve sonrasında kendi gözyaşlarını kendin silebilmeyi. Kimin için, ne için ağlamış olsan da. Bu yüzden hakkın yok beni suçlamaya. Ben sana ağlatmayı öğretmediğim için çıkabiliyor ağzımdan bu kelime

Ağlama!

Sana öğrettiğim tek şey , sevmekti. Doyasıya, hiç bitiremediğim, hep devam etmesini istediğim bir sevginin sende olmasını,onu kollayabilmeni öğrettim sana. Şimdi baktığımda geriye sen sevmeyi öğrenmişsinde koruyamamışsın be gözüm. Başaramamışsın. Canın sağ olsun.
Yağmur artık terk etti beni, bu şehri. Bizden çok uzağa bambaşka düşlere gitti. Bana bıraktığı tek şey, her gün daha da artan, daha da yükselen seslerdi kulağımdaki. Ve sanırım artık canımı yakan tek şey onlardı.

Anladınmı Benim herşeyim.
Anladınmı uğruna öleceğime söz verdiğim.
Anladınmı nasıl seviyorum seni?
Anlamadın Anlamayacaksın.

Bir gün göreceğim tekrar bu yağmurları. Bir şimşek düşecek belki tekrarsan önüme. Onlardan, her şeyden önce gitmiş de , bırakmış da olsan bir hayatı geri de son kez bilmeni isterim. Son kez bunu benim ağzımdan duyman isterim. Kulaklarını, gözlerini iyi aç bir daha benden duyamayacaksın çünkü. Zaman ilerlese de eylüllere doğru ben her gelecek, her geçmiş ve şimdi yaşadığım eylül de bağıracağım gökyüzüne:
Ben Seni Çok Sevdim. Seviyorum. Seveceğim...

Ne yazsam ne söylesem yinede anlatamaz bendeki degerini!...
Ne yapsam sevgimi göstermeye az gelir..
Seninle yasamak icin ihtiyacim olan Nefesim,
Seni sevmek icin ihtiyacim olan Kalbim,
Hayatin tüm güzelliklerini "Seninle" görebilmek icin ihtiyacim olan gözlerim..
Sen benim
Tadim, Tuzum, Hayatimin anlami, Umudum ..
Kisacasi HerbiŞeyimsin !
Ötesi yok bunun MucizeM!
Iyiki Varsin!...

''belki'' dünyasında...
''keşke'' kokan havayı solurken...
''iyi ki'' dediğim tek nefesimsin...

alıntı




Özlemi anlat bana...
Göğünde kanat çırpan vuslat kuşları
Nereye konarlar yorulduklarında?
Ayaz yemiş sevdaların bakışlarındaki
Ümitsiz ümitleri anlat.
Yalnızlığın dili olsaydı sormazdım sana...


Sevgilerin nihayetini anlat...
Nasıl biter bir sevda?
Yakıp, yıkılan umutların külleri
Nereye savrulur sonunda?
Ben sustukça sen anlat...
Hüzünlerine geldim,
Bir damladan derya yaptığım hasret
Ve
Dinmek bilmeyen bir sancıyla.
Al kat acılarımı acılarına...


Hep vuslatı düşünürken savruldum
Yüreğimin esir rüzgârlarıyla.
Hayat körebe oyunuydu
Sobelendim yaşanmamışlıklara.


Anlat, merak ediyorum
Her zaman ışık var mıdır, tünellerin ucunda?...


alinti
**************




Garip bir huzur var içimde
MutLuLuğu beraberinde getirmiş ..

Sessiz sakin bekLiyorLar heran gidicekmiş gibi

Hiç gitmeyin desem
biLiyorum dinLemezLer ..

Geçmişi karanLığa bırakmak
GeLeceğe bir ışık tutmak ..

AyrıLıkLarLa kavruLdu bedenim

Herseferinde hüzne boğuLdu
Sustu ve köşesine çekiLdi ..

ÖyLe gerekti
yaLnız kaLmak gerekti
susmak gerekti


kimseyi üzmemek gerekti
Çünki kırıLan parçaLarın bütünLeşmesi
koLay oLmuyor acı veriyor herseferinde ..
Denizi özLedim maviyi
O hırçın daLgaLarıyLa ısLatışını ..
Ruhumu içine aLışını ve yıkayışını

Sana geLiyorum mavi
aL ve bırakma beni ...




boz bulanık bir hayat, kar altında
avuçlarıma demir ayazı düşüren

intiharlar kuşanıyorum
belki bir kaçış, soyunarak sürgüne
gitmek ömrümün arka sokaklarına
bu bendeki göçebe ıssızlığı kimliksiz adreslerde

yazgıdır o küçük dünyama
yalnızlığı ölümsüz kılan, yarası saklı düşlerim
ördü ömrümün ağlarını acıyla
yaralarım demlendi kül rengi mahzenlerde

yitik mutluluklar diyarında
anılarımı, iklimsiz mevsimlere
tutkularımı, gölgelerin kanadına
sesimi, gecenin alaca karanlığına gömdüm

döküldü gözlerimden
her biri çiy tanesi umutlarım
şimdi üşüyorlar bir yerlerde
zemheridir bedenim

dokunamam ki...

yazdım adımı kumlara
dalgaları bekliyorum

gitmelere çeyrek var
haydi...



Durup dinlediğim sessizliğindi önce...
İncinmiş yanlarından tanımıştım seni.
İç’im yanmıştı kapının arkasına çömelip ellerini başının arasına aldığında


Sözcüklerine bağladım tebessümü Yâr...
Yürünesi yollar kapanası olduğunda kanadı yitik turnalar gördüm rüyamda...

Sustu(n).... zayii oldum...

Ellerimi cebime koydum hüzün bulaştı parmaklarıma...
Poyrazın zulmune takıldı uçurtmalarım...


Yüreğime takıldı ayaklarım. Düş’tüm; dizleri kanadı kısa pantolonlu çocukluğumun...

Cân’ ımı yaktı masallar...

İltica ettiği ülkeden sınırdışı edilmiş olmanın hüznü ile açtım ellerimi Yıldızların Sahibine...

Bir yaş düştü iç’ime...
Ardından bir kelam dilime....

La Tâknatu ... La Tâknatu minAllah...

Düş’tüm kuyuların dibine... ama hiç düşmedim zifiri karanlık ümitsizliğe Yâr ...

Haydarpaşa bile grilere büründü... ben düşmedim ümitsizliğe...
Mavinin yankısı vardı yüreğimde...

Malumun olsun Yâr... bir düş değdi çocuk yüreğime...

Âşkı sobeliyorum iç’imde...

Kafesini açtım bunca zaman korumaya çalıştığımın...

"Git gayri... Ben senden geçtim" dedim.. "Git o Yârin ellerine..."

Titredi küçük kuş...
Çırpındı ... uçtu...

Hicreti ellerine...

Aç pencereni... Sokaklar ayaz...

Güneş ısıtmaz avuçların kadar...

Mülteciyim...

Aç ellerini Yâr...

Aç ellerini...



Anlamı yok hiçbir şeyin,
Ne toprağa düşen tohumun,
Ne değişen mevsimlerin,
Varlığında yaşadığımsa yokluğun,
Kifayeti yok artık kelimelerin,
Üstüne basılan kaldırımlar gibi,
Taşlaşmış sensizliğimde hislerim,
Ayrılık ıslatıyor beni yağmur misali,
Tükeniyorum seni göremediğimde,
Yokluğunun kol gezdiği sokaklarda,
Sensizliğe attığım adımların,
Hiçleştirdiği benim ruhumla,
Seviyorum seni, sevmekten öte,
Gel gör ki zamansız bir resmiyet,
Gözyaşları ekiyor gözbebeklerime,
Sen candan söylemiyorsun ismimi,
Yabancılaşıyorum tüm dünyaya, kendime,
Canım acıyor bir adımdan yakınken,
Benden kilometrelerce uzaklığını gördükçe,
Canımdan vazgeçtim oysa ben,
Cananı sevdim sen diye ıssız gecelerde,
Ruhum mutluluğa aç ve ölüm gelse senden,
Bir an düşünmezdim can vermeyi gözlerinde,
Anlamı yok hiçbir şeyin,
Ne tiryakisi olduğum demlendiğim çayların,
Ne mutluluk oyununda çocukların gülümseyişinin,
Ne dermansızlığımın, ne vuslatın, ne aşkın,
Toprak altında kalmış sevdamın şehirleri,
Arkeologum olup kaz yüreğimi canım,
Bakma artık rengârenk zarfların içindeki,
Samimiyetsiz yazılmış kara yazısında mektupların,
Buruşmuş bir harita metod sayfalarının içindeyim.
Feryadımı duysaydın, keşke farkıma varsaydın,
Anlamı yok hiçbir şeyin.

---------------------------------------------------------------


Gidenleri uğurlamaktan bitap düştü ruhum
Bitsin artık bu hoşça kallar,el sallamalar
Hoş geldinlere sarılıp dinlenmek istiyorum
Hangi ayrılığın eşiğinde yatar ki
Kaderde yazılı olan kavuşma
Bilsem dökmem göz yaşlarımı fütursuzca
İki kaşın arasından yukarı çıkınca mı varılır acaba
Alın yazısının gizli yollarına

Gaybın duvarlarına çarpıp
Acizliğime vuruyor sorularım
Tamam,sustum…!
Ben kulum,Sen Yaradanım
Alemlerin alimine aşikardır yarınlarım
Sen hangi yolda yürütürsen
Ben oradayım
Sabrım azığım,nefesimde dualarım
Andan meçhule giden yola doğru
Tevekkülün ışığıyla yol alırım.



Açabilsem gönlümü,görsenki neler var
Anlatsın sana bir bir dilsiz yüreğim
Ruhumda ne dinmez fırtınalar kopar
Dindiremezki sensiz,dilsiz yüreğim

Çağlayanlar koparır,yıkar bendini
Meçhullerde kaybolur, dilsiz yüreğim
Bazen enginleşir de, bulur kendini
Gelgitlerle dolan şu,dilsiz yüreğim

Yaz yağmurları gibi dolar boşanır
Şimşekleri andıran,dilsiz yüreğim
Küçük dünyamda ne acılar yaşlanır
Yaşlanmaya yüz tutmuş,dilsiz yüreğim

Dile gelse kimbilir neler söylerdi
Nağmelerle dolu şu, dilsiz yüreğim
Gönül deryasından ne sırlar çözerdi
Sevdalara küsmüş şu dilsiz yüreğim

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar

Blog Listem

blog arşivi

* Sitenize menü * Duyuru panoları 2 * Resim üzerine yazı * Kod ön izleme * Flash K.Kerim * İslami gif * Sayfa geçiş Kodları * Windows vista kurulumu * Resminiz arkaplan resmi olsun * Animasyonlu ülke bayrakları * İnteraktif tanı * Sitenize menü * Mevlâna * Slayt * 5 vakit namazın kılınışı * Sitenize tablo stilleri * Sitenize İntro * Sitenize arkaplan kod * Online glitter yazı yapın * Sitenize Namaz vakti * Web sayfa Kod * renk kotları * animate * Para usar en * Mascotas * Copy this CSS code to your profile: * gliter * sitene çiçek yağdır * ağlamak * eşref * ifadeler * logolar * Yar, gidiyormusun? * MP3 player kodu * HARAKETLİ AVATARLAR * din islam * Türkiye Tarihi Haritasi * dini resimler * herşeye rağmen videoları * SENİ SEVİYORUM * 9 – TÖVBE SûRESİ * 8 – ENFAL